TÜRKÇE SĀ'ATNĀMELER VE HİBETU'LLĀH İBNİ İBRĀHİM'İN SĀ'ATNĀMESİ
Anahtar Kelimeler:
TÜRKÇE SĀ'ATNĀMELERÖzet
Nesnenin harekete başladığı an ile durduğu an arasında geçen süre, bir bütün
halinde, zaman kavramıyla ifade edilmektedir. Atom sürekli hareket halinde
olduğuna göre, aslında genel anlamda hareketin bittiği an yoktur. Dolayısıyla
zaman, sürekli var olan ve içinde geçmiş, yaşanan an ve gelecek gibi üç temel
bölüm bulunan bir kavramdır.
Fizik bilginleri ve felsefeciler zamanı “birbirini izleyen anlardan oluşan
çizgisel bir bütünlük; önce olandan sonra olana doğru giden sonsuz anlar bütünü”
olarak tanımlamaktadırlar. Zaman, “hareketin ölçüsü”, zaman duygusu ise,
“insanın ayırt edici” bir özelliğidir. Zaman, “a priori” olarak vardır ve “görüngüler”
ancak onun içinde gerçeklik kazanırlar. Dolayısıyla zaman, kimi düşünürlerce,
“varlığın dördüncü boyutu” , hatta zamanın dışında herhangi bir varlıktan söz
edilemeyeceği için “varlığın kendisi” olarak da tanımlanmaktadır.
Eşyayı, insanı, varlığı kuşatan bu kavramın kontrol edilmesi, durdurulması
veya tersine çevrilmesi mümkün değildir. İnsan hayatının her anını ilgilendiren ve
dünya üzerinde yaşadığımız süre ile de yakından ilgili olan bu kavramı insanoğlu
tanımaya çalışmış ve bunu yaşadığı doğal ortamın şartlarına bağlı olarak bölümlere
ayırmıştır. Böylece, dünya zamanına ait olmak üzere asır, yıl, mevsim, ay, hafta,
gün, gece; saat, dakika, saniye... gibi zaman bölümleri ve birimleri ortaya çıkmıştır.
İnsanın hayatını belli bir düzen ve disiplin içinde sürdürebilmesi için zamanı
iyi ve doğru kullanması gerekir. Onun için her din ve felsefe zamana değer verir.
Kuran-ı Kerim’in bir ayetinde1
zamana yemin edilmesi ise, bu önemin belirtilmesi
bakımından özel bir anlam taşımaktadır.