Türk Düşüncesinde Müziğin Önemini Nietzsche ile Düşünmek
Anahtar Kelimeler:
Türk Düşüncesinde Müzik, Kültür, Nietzsche, SanatÖzet
Sesin ve doğada mevcut olan canlı cansız her varlığın ayrı bir tılsımının olduğuna inanan Türkler için müzik de yaşamın bir tılsımıdır. Türk geleneklerinin mayası da diyebileceğimiz müziğin, Türk düşünce sisteminde hem sosyal hem politik, hem de dinsel bir işlevi vardır. Altay dağlarının eteklerinde neşet eden ilk Türk topluluğu ve İlk Türk devleti olarak bilinen Hunlar için müzik nihilist duyguların kaynağı olmaktan ziyade; doğaya özdeş bir sesin toplumu ayakta tutacak geleneklerin sosyal bir mayası olmuştur. Hunlar için müziğin bu anlamı yine Göktürkler ve Uygurlar için de yaşamın canlı ve güçlü bir formülü olmuştur. İlk Türk kaynakları olarak kabul edilen Göktürk kitabelerinde de Türkler için müziğin devletin gücünü ve büyüklüğünü temsil eden işlevi vurgulanmıştır. Tarih nehrinin bu yakasında Türkler için müziğin anlamı yukarıda belirttiğimiz şekilde akış halindeyken; nehrin diğer kıyısında Alman filozof Nietzsche için de müzik yaşamda etkinliğin, canlılığın ve kültürün en önemli mayasıdır. Öyle ki Nietzsche, müziğe yüklediği bu anlamdan dolayı dostu ve yoldaşı Wagner’in sanatının son meyvelerini (özellikle Parsifal) kıyasıya eleştirmiştir. Literatür taramasına dayalı betimsel ve analiz yöntemli bu çalışma, ilk Türk devletleri olan Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar’ da müziğin işlevini Nietzsche felsefesindeki müzik yorumu ile birlikte değerlendirmeyi hedeflemektedir.